ÖLÜ TOPRAĞI

Insan doğası gereği, yaşadığı yeri, adını, dinini ve ailesini seçme hürriyetinden yoksun doğar, içinde büyüdüğü şartlar ve koşullar eğer kötü ise o insanın zaman içinde vereceği mücadele ile değişebilir ancak bu değişim başarı ya da başarısizlik olabilir ikisininde kişide bırakacağı haz, kişinin kendi iç dünyasında, hırs sınırında ki tatmin düzeyi kadardır.

Önemli olan başarıyı elde ettikten sonra ki süreci yönetme aşamadır ki bu aşama kişilerde kendini farklı biçimlerde yansıtabilir, bu yansıtma kişinin geçmişi ile içinde bulunduğu gün arasında ki o bağın kuvvetiyle alakalıdır.

Bu durumda kişi, başarıya ulaşıncaya kadar ki hayatını sırtında taşımaktan ve onun yükünü geleceğe götürmekten haz duyarsa, bu tarz insanlar, geçmişin kirlerinden arınmayıp hayatlarını böyle yaşayarak kendilerini ezik bir birey olmaktan kurtaramaz, onun durumu şu örnekteki insan gibidir, dilenci önce ihtiyaçlarını gidermek için dilenir, ihtiyaçlarını giderecek parayı elde ettikten sonra yine dilenmeye devam ederse , dilencilik onun artık mesleği olur ve bu kişi önceleri fakirliginden ötürü yardım edilen bir kişi iken kendisine meslek edindiği dilencilik onu hakir ve aciz bir insan yapar. Başarıyı elde eden kişi de içinde bulunduğu psikolojik buhrandan günümüze dönmez ve geçmişin acısını herdaim dillendirirse bu kişinin kendisini de kazanımlarını da bir hiç eder ve başkaları tarafında da ezik olarak ve geçmişinin acısıyla hatırlanır. Bu kişiye saygı duyulmaz sadece acınır.

Bilinmesi gerekilen sey, yokluk hep vardı ve Mutlak Birin haricinde herşeyin başlangıç noktası odur varlık ise yokluğun somut halidir , siz ya yokluğun izleri içinde gömülür ve ezilerek bir hiç olursunuz ya da yok olacağınız gün gelinceye kadar varlığınızın keyfini çıkartıp hayatta mutluluğun kanatlarına takılırsınız. 

Bilmeniz gereken kaç yaşında olduğunuz değil, sona ne kadar yakin oldugunuzu bilerek yasamanizdir. ''Aynı nehirde iki kere yıkanılmaz '' bu sözü millattan önce 535-475 yıllarında Yunanli filozof Heraklitos soylemistir, bu alim kişi zamanın tekrardan ibaret olamayacağını o zaman da bile anlatmaya çalışmıştır. 

Geçmiş insanın ders alabileceği anlardır ( çocukluk, sevgili, zenginlik, fakirlik, zulüm, çile, mutluluk vb...) ancak bu anların geçmiş bir zamanda kaldığı hatırdan çıkarılmamalıdır ve içinde bulunduğunuz anda ve gelecekte mutlu olmanın yolları aranmalıdır.

Mal, mülk, zaman ve hayat geçicidir, içinde bulunduğunuz durum yarın daha vahim bir hal almadan önüne geçmek elinizde. Bu gün bile yitip yarının dünü olduğuna göre daha fazla kendinizi geçmişin çöplüğünde kaybetmek doğru olmamalı, 

Asalet kazanılan bir şeydir, parayla satın alınmaz ve ezik insanlara kimse saygı duymaz, çünkü ezik insanlar kendilerine sürdükleri pis kokuları nedeniyle etrafa sadece hüzün ve acı yayarlar, derilerinizden soyulup yarına daha umutla bakmak için bu andan daha iyi bir zaman yoktur çünkü bu an ne geçmiştir ne de gelecek , tam sözünüzün geçtiği ve sizi siz yapan o şeyin ta kendisidir. 

Ispanya Karantina  günleri 17/04/2020

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İTİRAFLARİM KİTAP İNCELEMESİ TOLSTOY

Varlık ve yokluk ilişkisi

UYKU ALEMİNDE BİN FERSAH